top of page
Ara

Uluslararası Ceza Mahkemesi

  • Yazarın fotoğrafı: Koca Avukatlık Bürosu
    Koca Avukatlık Bürosu
  • 30 Eki 2024
  • 8 dakikada okunur

uluslararası ceza mahkemesi

1. Giriş

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), dünya genelinde barışı koruma ve adaleti sağlama amacıyla kurulmuş en önemli yargı kurumlarından biridir. Savaş suçları, insanlığa karşı suçlar, soykırım ve saldırı suçları gibi uluslararası alanda işlenen ağır suçlar için bağımsız bir yargı organı olarak faaliyet göstermektedir. 2002 yılında resmen faaliyete geçen bu mahkeme, dünya genelinde suç işleyen bireyleri yargılayarak cezasızlıkla mücadele etmek ve caydırıcılığı artırmak amacıyla kurulmuştur.

UCM’nin kurulması, özellikle 20. yüzyıl boyunca yaşanan büyük savaşlar, soykırımlar ve insanlık suçlarına karşı gelişen uluslararası toplumsal bilinçlenme ve adalet arayışının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Mahkemenin merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde bulunmakta olup, bu şehirde birçok önemli uluslararası mahkeme ve adalet kurumu da yer almaktadır.

UCM, adalet arayışındaki mağdurlara umut ışığı olmakla kalmayıp, aynı zamanda uluslararası hukuk çerçevesinde güçlü bir caydırıcılık mekanizması oluşturmaktadır. Bu çerçevede UCM'nin görev ve yetkileri, örnek kararları ve kuruluş amacı dünya hukuk tarihi açısından önemli bir yere sahiptir.


2. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Kuruluşu


2.1 Tarihi Arka Plan

UCM’nin kurulmasının temelleri, özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan Nürnberg ve Tokyo yargılamalarına kadar uzanır. Bu yargılamalar, savaş suçlularının cezalandırılması konusunda uluslararası bir adalet arayışının ilk örneklerini teşkil etmiştir. 1945’te kurulan Nürnberg Mahkemesi, insanlığa karşı işlenen suçların ilk kez uluslararası bir mahkemede yargılandığı önemli bir dönüm noktasıdır. Bu yargılamalar sayesinde, "savaş suçu", "soykırım" ve "insanlığa karşı suç" gibi kavramlar hukuki bir temele oturmuştur.

Bu ilk adımlardan sonra 1990’larda yaşanan Ruanda ve Yugoslavya iç savaşları sırasında ortaya çıkan savaş suçları ve soykırım eylemleri, uluslararası bir ceza mahkemesi kurulmasının gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Yugoslavya İç Savaşı sırasında kurulan Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) ve Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTR), belirli bir ülke veya bölgeye odaklanan geçici mahkemeler olarak kurulmuşlardı, ancak bu mahkemeler daha kalıcı ve kapsamlı bir uluslararası ceza mahkemesi ihtiyacını gündeme getirdi.


2.2 Roma Statüsü ve Mahkemenin Kuruluşu

1998 yılında İtalya’nın başkenti Roma'da yapılan konferans ile "Roma Statüsü" olarak bilinen ve UCM'nin yasal temellerini oluşturan antlaşma kabul edildi. Roma Statüsü, UCM'yi kurmak için gerekli olan hukuki çerçeveyi oluşturmuş ve mahkemenin yetki alanı, işleyişi ve yargı süreçleri gibi önemli hususları belirlemiştir. 1 Temmuz 2002’de yürürlüğe giren Roma Statüsü ile birlikte UCM resmen faaliyete geçmiştir. Roma Statüsü, dünya genelinde 120’den fazla ülke tarafından onaylanmış olup, bu ülkeler UCM'nin yetkisini tanımakta ve mahkemeye destek sağlamaktadır.


2.3 Mahkemenin Yapısı ve İşleyişi

UCM, dört ana bölümden oluşmaktadır:

  1. Başkanlık: Mahkemenin genel idari işlerinden sorumludur.

  2. Yargılama Dairesi: Davaların görülmesi, yargılama ve karar verme süreçlerinden sorumludur.

  3. Savcılık: Suçların soruşturulması ve suç isnatlarının hazırlanmasından sorumlu olan bölümdür.

  4. Kayıt Bölümü: Mahkemenin idari ve lojistik işlerini yürütür.

Her birim, mahkemenin bağımsız ve adil bir şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla belirli görevler üstlenmiştir. Yargıçlar, farklı üye ülkelerden gelmekte olup tarafsızlık ilkesi gözetilerek seçilmektedir.


3. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Amacı ve Görevleri

UCM'nin temel amacı, uluslararası düzeyde barışı, güvenliği ve adaleti sağlamaktır. Mahkeme, ulusal yargı mercilerinin görevlerini yerine getiremediği veya bu suçları göz ardı ettiği durumlarda devreye girmekte ve uluslararası suçları yargılamaktadır. UCM’nin temel görevleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Adalet Sağlamak: Savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım gibi ciddi suçları işleyen kişilerin cezalandırılması.

  • Caydırıcılığı Artırmak: Uluslararası alanda suç işleyen kişilere karşı caydırıcı bir etki sağlamak.

  • Mağdurların Haklarını Korumak: Mağdurların adalet taleplerini karşılayarak onların haklarını korumak.

  • Barışı Korumak: Suçların cezalandırılması suretiyle ülkeler arası barışı ve güvenliği koruma amacı.

UCM’nin görevleri, ulusal yargı mercilerinin görevlerinden farklı olarak daha geniş bir coğrafi ve hukuki kapsamda işlemektedir. Ancak mahkeme, yalnızca belirli suçları yargılayabilmekte ve üye ülkelerin yetkileri dahilinde hareket etmektedir.


uluslarası ceza

4. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Yetkileri

UCM, uluslararası hukuk bağlamında çok önemli suçları yargılamak üzere kurulmuş bağımsız bir yargı organıdır. Ancak yetki alanı, diğer ulusal veya uluslararası mahkemelerle çakışmamak adına belirli sınırlarla kısıtlanmıştır. Mahkemenin yetkileri Roma Statüsü kapsamında açıkça tanımlanmış olup, yalnızca belirli suç kategorilerini ele alır.

4.1 Yargılama Yetkisi Kapsamındaki Suçlar

UCM, Roma Statüsü’ne göre dört ana suç kategorisinde yetki sahibidir:

  1. Soykırım Suçu: Bir etnik, ırksal veya dini grubu tamamen veya kısmen yok etme amacıyla işlenen toplu öldürme ve benzeri eylemleri kapsar. 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, soykırım suçunun tanımını yapmış ve bu suçun UCM’nin yargı yetkisi içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

  2. İnsanlığa Karşı Suçlar: Sivil halka karşı geniş çapta veya sistematik olarak işlenen cinayet, işkence, zorla kaybetme ve cinsel saldırı gibi ağır suçları içerir. Bu suçlar, savaş ya da barış döneminde işlenmiş olabilir. UCM, bu suçları yalnızca büyük çapta ve sistematik bir şekilde işlendiği durumlarda yargılayabilir.

  3. Savaş Suçları: Uluslararası silahlı çatışmalarda sivillere veya savaşçılara karşı işlenen ciddi ihlaller, savaş suçları kapsamına girer. Roma Statüsü’nde belirlenen bu suçlar, Cenevre Sözleşmeleri ve uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde değerlendirilir.

  4. Saldırı Suçu: Bir devletin bir başka devlete karşı başlattığı saldırgan eylemleri kapsayan suç türüdür. Bu suçun yargılaması, diğer üç suça göre daha karmaşık bir yapıya sahiptir ve birçok devletin onayını gerektiren karmaşık bir yetki mekanizmasıyla işlenmektedir.

4.2 Mahkemenin Yetkilerinin Sınırlamaları

UCM’nin yetkileri, üye devletler arasında sağlanan anlaşmalarla belirli sınırlamalar içermektedir. Bu sınırlamalar arasında en dikkat çekenler şunlardır:

  • Zaman Bakımından Yetki Sınırlaması: UCM, yalnızca Roma Statüsü’nün yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2002 tarihinden sonra işlenen suçları yargılayabilir. Bu tarihten önce işlenen suçlar mahkemenin yetkisi dışında kalır.

  • Ülke Bazında Yetki Kısıtlaması: UCM, yalnızca Roma Statüsü’nü imzalayan ve mahkemeyi tanıyan üye devletlerde işlenen suçları yargılayabilir. Bunun dışında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin talebi doğrultusunda da yargılama yetkisi genişletilebilir.

  • Tamamlayıcılık İlkesi: UCM, ulusal yargı sistemlerinin yetersiz kaldığı ya da etkisiz olduğu durumlarda devreye girer. Yani, bir ülke kendi vatandaşlarını adil bir şekilde yargıladığı sürece, UCM devreye girmemektedir.

4.3 Üye Olmayan Devletlerde Yargılama Yetkisi

UCM, yalnızca Roma Statüsü’nü onaylayan devletlerde yetkili olmasına rağmen, üye olmayan ülkelerde işlenen suçlar için de kısmen yargılama yetkisine sahiptir. Bu durumda devreye giren temel mekanizma Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’dir. Güvenlik Konseyi, belirli bir durumda UCM’ye yetki verebilir ve mahkeme bu durumda üye olmayan devletlerde işlenen suçları da yargılayabilir. Örneğin, Sudan'ın Darfur bölgesindeki çatışmalar bu kapsamda değerlendirildi ve UCM’ye bu konuda yargılama yetkisi tanındı.

5. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İşleyişi

UCM’nin işleyişi, karmaşık bir yargılama sürecine dayanmakta olup suçların soruşturulması, kovuşturulması ve cezaların infazı gibi aşamaları içerir. Mahkeme, bağımsız bir savcılık birimi aracılığıyla suçları soruşturur ve yargılama sürecini yürütür. İşleyişin aşamaları aşağıdaki gibi özetlenebilir:

5.1 Soruşturma Aşaması

UCM’nin soruşturma aşaması, suçların bildirimi ile başlar. Bu süreçte suçlar üç yolla mahkemeye taşınabilir:

  • Üye Devletlerin Bildirimi: UCM’ye üye olan devletler, mahkeme yetkisi altındaki suçların işlendiğine dair bildirimde bulunabilirler.

  • Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Yönlendirmesi: Güvenlik Konseyi, uluslararası güvenliği tehdit eden durumlar için UCM'yi görevlendirebilir.

  • Savcının Resen Hareket Etmesi: UCM Savcısı, kendi inisiyatifi ile bir suç soruşturması başlatabilir. Ancak bu durumda, Soruşturma Dairesi’nin onayı gerekmektedir.

5.2 Yargılama Aşaması

Soruşturma aşamasının ardından toplanan deliller doğrultusunda mahkeme, suçluları yargılama sürecine geçer. UCM, davaları yargılarken uluslararası hukuk kurallarını dikkate alır ve adil bir yargılama süreci yürütülmesini sağlar. Bu süreçte:

  • Mahkemede savcılık, suçlamalarını ispat etmekle yükümlüdür.

  • Sanığın savunma hakkı vardır ve uluslararası hukuk ilkelerine uygun şekilde temsil edilir.

  • Mahkeme, tanıkları dinler ve delilleri değerlendirir.

5.3 Karar ve Cezaların İnfazı

UCM, davalar sonucunda suçlu bulunan kişilere hapis cezası gibi çeşitli yaptırımlar uygulayabilir. Mahkemenin ceza infaz süreci ise şu şekildedir:

  • Hapis Cezası: UCM, suçlulara 30 yıla kadar veya özel durumlarda ömür boyu hapis cezası verebilir.

  • İnfaz Yerleri: UCM’nin kendine ait bir hapishanesi yoktur, bu nedenle cezalar UCM’nin anlaşma yaptığı üye ülkelerde infaz edilir.


uluslararası ceza mahkemesi

6. Örnek Kararlar ve Önemli Davalar

UCM’nin ele aldığı bazı davalar dünya çapında büyük yankı uyandırmış ve uluslararası adalet için önemli örnekler teşkil etmiştir. Bu davalar mahkemenin etkinliğini, caydırıcılığını ve dünya genelindeki adalet ihtiyacını göstermesi açısından oldukça önemlidir.

6.1 Sudan - Darfur Davası

Sudan’ın Darfur bölgesinde 2000’lerin başında yaşanan iç savaş sırasında, binlerce kişi hayatını kaybetmiş ve yüz binlerce insan yerinden edilmiştir. UCM, Darfur’daki çatışmalar nedeniyle Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle dava açmıştır. Bu dava, bir devlet başkanına karşı açılan ilk dava olarak tarihe geçmiştir. Ancak Beşir, uzun süre boyunca ülkesinin UCM’ye taraf olmaması nedeniyle yargılanamamıştır ve bu durum, UCM’nin yetki sınırlarının bir örneğini teşkil etmiştir.

6.2 Kongo Demokratik Cumhuriyeti - Thomas Lubanga Davası

Thomas Lubanga, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde çocuk askerlerin zorla silah altına alınmasından sorumlu olarak yargılanmıştır. Bu dava, UCM’nin insan hakları ihlalleri konusunda nasıl bir etki yarattığını gösteren önemli bir örnektir. Lubanga, çocuk askerlerin kullanımı nedeniyle suçlu bulunmuş ve 14 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

6.3 Ruanda Soykırımı ve ICTR’nin Katkısı

UCM’nin yetki alanı dışında olmasına rağmen, Ruanda Soykırımı gibi bazı olaylarda mahkemenin işlevi, özel mahkemeler aracılığıyla sağlanmıştır. Ruanda'da 1994 yılında meydana gelen soykırımda yüz binlerce insan öldürülmüş ve soykırım suçlarının cezalandırılması için Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTR) kurulmuştur. ICTR'nin Ruanda'daki bu soykırımı yargılaması etmiştir ve bu yargılamalar, UCM’nin örnek aldığı süreçler arasında önemli bir yere sahiptir. ICTR’nin Ruanda’daki soykırım suçlarını yargılaması, savaş sonrası toplumlarda adaletin sağlanmasına yönelik uluslararası bir örnek oluşturmuştur. Bu davada, birçok üst düzey yetkili ve askeri lider soykırım suçları nedeniyle yargılanmış, suçlu bulunan kişiler ağır cezalara çarptırılmıştır.

6.4 Yugoslavya İçin Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) ve Bosna Savaşı Davaları

Eski Yugoslavya'daki savaş suçlarını yargılamak için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY), UCM'nin kuruluşuna zemin hazırlayan bir başka önemli örnektir. Bosna Savaşı sırasında işlenen katliamlar, soykırım ve insanlığa karşı suçlar bu mahkemede yargılanmıştır. ICTY'nin en bilinen davalarından biri, Srebrenitsa Katliamı’yla ilgili yargılamalardır. ICTY, 2000'li yıllarda Sırp komutan Ratko Mladić gibi isimleri yargılayarak adaletin sağlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu dava, soykırım suçlarının yargılanmasında uluslararası bir örnek teşkil etmiştir ve UCM’nin soykırım suçlarını nasıl ele alması gerektiği konusunda yol gösterici olmuştur.

6.5 Orta Afrika Cumhuriyeti - Jean-Pierre Bemba Davası

Orta Afrika Cumhuriyeti'nde insanlığa karşı suçlar işlediği iddiasıyla yargılanan Jean-Pierre Bemba, UCM’nin ilk defa komuta sorumluluğu çerçevesinde yargıladığı kişilerden biridir. Bemba, savaş suçu ve insanlığa karşı suçlardan suçlu bulunmuş; ancak temyiz sürecinde beraat etmiştir. Bu dava, UCM’nin komuta sorumluluğu konusundaki yetkisini test etmiş ve uluslararası adaletin karmaşıklığını gözler önüne sermiştir.

7. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Eleştirileri ve Zorlukları

UCM, uluslararası hukuk çerçevesinde adaleti sağlamak amacıyla önemli bir role sahip olsa da, zaman zaman eleştirilere maruz kalmıştır. Mahkemenin karşılaştığı başlıca eleştiriler ve zorluklar şunlardır:

7.1 Üye Olmayan Devletlerin Katkısızlığı

Bazı büyük güçler (örneğin ABD, Rusya ve Çin) Roma Statüsü’ne taraf olmamış ve UCM’ye üye olmamıştır. Bu durum, UCM’nin dünya genelinde etkinliğini sınırlamakta ve mahkemeye yönelik tarafsızlık eleştirilerini gündeme getirmektedir. Üye olmayan devletlerin işlediği iddia edilen suçlar karşısında UCM’nin harekete geçememesi, mahkemenin küresel düzeyde adalet sağlamadaki kapasitesini kısıtlamaktadır.

7.2 Sınırlı Yetki ve Tamamlayıcılık İlkesi

UCM, yalnızca ulusal yargı sistemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda devreye girebilmektedir. Bu tamamlayıcılık ilkesi, devletlerin kendi iç hukuk sistemlerini öncelikli hale getirmekte ve UCM’nin yalnızca ikincil bir mekanizma olarak kullanılmasını sağlamaktadır. Bu durum, bazı ciddi ihlallerin UCM tarafından yargılanmasını zorlaştırmaktadır.

7.3 Politize Edilme Riski

UCM, zaman zaman siyasi müdahalelere açık bir yapıya sahip olmakla eleştirilmektedir. Özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından yönlendirilen davalarda siyasi çıkarların mahkemeyi etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu durum, UCM’nin bağımsızlığını ve tarafsızlığını sorgulatan önemli bir konudur.

7.4 Yargılama Sürecinin Uzunluğu ve Maliyetleri

UCM’nin davaları genellikle uzun sürmekte ve yüksek maliyetlere yol açmaktadır. Örneğin, bazı davalar yıllarca sürebilmekte ve bu süreçte büyük mali kaynaklar kullanılmaktadır. Mahkemenin uzun süren yargılama süreçleri, adaletin hızlı ve etkin bir şekilde sağlanması gerektiği eleştirilerini beraberinde getirmektedir.

7.5 Afrika Ülkelerine Yönelik Aşırı Yargılama

UCM, özellikle Afrika ülkelerine odaklanan davaları nedeniyle eleştirilmektedir. Afrika ülkeleri, mahkemenin tarafsızlığını sorgulamakta ve UCM’nin yalnızca gelişmekte olan ülkelere yönelik davalar açtığını düşünmektedir. Bu durum, Afrika Birliği ve UCM arasındaki ilişkileri zaman zaman gergin hale getirmiştir.


soykırım

8. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Geleceği

UCM, karşılaştığı zorluklara rağmen uluslararası adaletin sağlanması açısından önemli bir kurum olmaya devam etmektedir. Mahkemenin geleceği, uluslararası toplumun adalet arayışı, devletlerin UCM’ye olan destekleri ve uluslararası hukukun gelişimi ile şekillenecektir. UCM’nin geleceğine yönelik bazı beklentiler ve olasılıklar şunlardır:

  • Üye Sayısının Artırılması: Roma Statüsü’ne daha fazla devletin taraf olması, UCM’nin yetki alanını genişletebilir ve mahkemenin uluslararası etkisini artırabilir.

  • Siyasi Etkilerden Arındırılma Çabaları: UCM’nin bağımsızlığını korumak ve siyasi müdahalelerden uzak tutmak amacıyla reform çalışmaları yapılabilir. Bu çerçevede, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile ilişkilerin yeniden yapılandırılması gündeme gelebilir.

  • Uluslararası Desteklerin Güçlendirilmesi: UCM’nin daha fazla mali ve siyasi destek alması, mahkemenin etkinliğini artırabilir. Uluslararası toplumun bu konuda daha fazla katkı sağlaması beklenmektedir.

  • Adaletin Evrenselleştirilmesi: UCM, yalnızca belirli bölgelerde değil, tüm dünya genelinde adaleti sağlama hedefiyle çalışmalarını sürdürebilir ve yeni anlaşmalar yoluyla daha fazla devletin desteğini alabilir.


9. Sonuç

Uluslararası Ceza Mahkemesi, uluslararası hukuk alanında önemli bir rol üstlenmekte ve insanlığa karşı işlenen suçları cezalandırarak küresel adaleti sağlama amacını taşımaktadır. UCM, soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı suçları gibi ciddi ihlalleri yargılama yetkisine sahip olmakla birlikte, sınırlı yetkileri, siyasi etkiler ve üye olmayan devletlerin katkısızlığı gibi zorluklarla da karşı karşıyadır. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, UCM’nin uluslararası adaletin sağlanmasında ve insan haklarının korunmasında önemli bir aktör olduğu gerçeği değişmemektedir.

Özellikle Afrika kıtasındaki davalar ve soykırım suçlarına ilişkin yargılamalar, UCM’nin etkinliğini ve caydırıcılığını gözler önüne sermektedir. Bununla birlikte, UCM’nin gelecekte daha fazla devletin desteğini alarak yetki alanını genişletmesi ve uluslararası adalet sisteminin temel taşlarından biri haline gelmesi beklenmektedir.

Comentarios


KOCA

Avukatlık Bürosu

©2021, KOCA Avukatlık Bürosu

bottom of page