top of page

TCK Madde 183: Gürültüye Neden Olma Suçu

Yazarın fotoğrafı: Koca Avukatlık BürosuKoca Avukatlık Bürosu

Giriş

Gürültü, modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle yoğun kentleşme ve sanayileşme, günlük yaşamda maruz kalınan gürültü seviyelerini artırmaktadır. Bu durum, bireylerin sağlık, huzur ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir. Gürültüye neden olma suçu, bu tür olumsuz etkileri engellemek amacıyla çeşitli yasal düzenlemelerle kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Türkiye'de bu suç, Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 183 kapsamında düzenlenmiştir. Bu makalede, TCK Madde 183'ün kapsamı, uygulanması, cezaları ve uluslararası hukukta bu tür düzenlemelerin karşılaştırılması ele alınacaktır.

TCK Madde 183: Gürültüye Neden Olma Suçunun Kapsamı

TCK Madde 183, "Gürültüye Neden Olma Suçu" başlığı altında, herhangi bir şekilde halkın huzurunu ve sükunetini bozan, insanların sağlığını tehdit eden gürültü seviyelerine neden olmayı suç olarak tanımlamaktadır. Bu madde, bireylerin gürültü kaynaklı rahatsızlıkları hukuki zeminde çözme imkanı sağlamaktadır. Kanun maddesi, gürültüye neden olmanın sadece bir rahatsızlık vermekle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda toplum sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratabileceğini vurgulamaktadır.

Suçun Unsurları

  1. Fiil Unsuru: Gürültüye neden olma suçu, belirli bir fiilin gerçekleştirilmesiyle oluşur. Bu fiil, ses seviyesi yüksek müzik çalma, inşaat faaliyetleri, araç gürültüleri gibi geniş bir yelpazeye yayılabilir.

  2. Fail Unsuru: Suçun faili herhangi bir kişi olabilir. Bu, bireyler, işletmeler veya kamu kuruluşları olabileceği gibi, kamuya açık alanlarda faaliyet gösteren herhangi bir grup veya topluluk da olabilir.

  3. Mağdur Unsuru: Gürültüye neden olma suçunun mağduru toplumun genelidir. Bu suç, kamu düzenini ve toplumun huzurunu hedef aldığı için bireysel şikayetlerle değil, genel kamu yararı doğrultusunda değerlendirilir.

  4. Manevi Unsur: Bu suç, kast veya taksirle işlenebilir. Yani, failin gürültüye neden olma niyetinde olup olmaması, suçun oluşumunu etkilemez. Ancak, failin kasıtlı olarak veya ihmal sonucu bu suçu işlemesi cezalandırma açısından önemlidir.

Cezalar

TCK Madde 183'e göre, gürültüye neden olma suçu işleyen kişi, adli para cezası veya kısa süreli hapis cezası ile cezalandırılır. Cezanın miktarı ve türü, fiilin işleniş şekli, yoğunluğu ve mağduriyetin boyutuna göre değişiklik gösterebilir. Mahkemeler, cezayı belirlerken failin geçmişte benzer fiilleri işleyip işlemediğini, suça konu olan fiilin tekrarlanma olasılığını ve failin pişmanlık göstermesini de göz önünde bulundurur.

Türk Hukuku ve Uluslararası Hukuk Karşılaştırması

Gürültüye neden olma suçu, birçok ülkede benzer düzenlemelerle ele alınmaktadır. Ancak, her ülkenin kendi yasal ve kültürel dinamiklerine göre farklı cezai yaptırımlar uyguladığını görmekteyiz. Aşağıda, Türkiye'deki düzenlemeler ile uluslararası uygulamalar karşılaştırılacaktır:

1. Amerika Birleşik Devletleri

ABD’de, gürültü düzenlemeleri büyük ölçüde eyaletler ve yerel yönetimler tarafından belirlenir. Federal düzeyde belirli bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte, çoğu eyaletin ve şehrin kendi gürültü yönetmelikleri vardır. Genellikle belirli saatlerde belirli desibel seviyelerini aşan gürültüleri yasaklayan bu düzenlemeler, ceza olarak para cezası veya toplumsal hizmet cezası uygulamaktadır. Bazı eyaletlerde ise, gürültüye neden olan işletmelerin lisansları geçici olarak askıya alınabilir.

2. Avrupa Birliği

Avrupa Birliği, çevresel gürültüyle mücadele konusunda oldukça kapsamlı yasal düzenlemelere sahiptir. AB’nin Gürültü Direktifi (2002/49/EC), çevresel gürültüye karşı halkın korunması amacıyla üye devletlerin gürültü seviyelerini izlemelerini ve gürültü haritaları oluşturmalarını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca, gürültüden etkilenen bölgeler için eylem planları hazırlanması gerekmektedir. AB ülkelerinde gürültüye neden olan kişiler ve işletmelere para cezası, faaliyetin durdurulması veya hapis cezası gibi yaptırımlar uygulanmaktadır.

3. Birleşik Krallık

Birleşik Krallık'ta gürültü suçları, 1990 tarihli Çevre Koruma Yasası kapsamında ele alınmaktadır. Bu yasa, rahatsız edici gürültüye neden olan kişilere ve kuruluşlara yönelik cezai yaptırımları düzenlemektedir. Gürültü ihlalleri genellikle yerel yönetimler tarafından izlenmekte ve yönetmeliklere uymayanlara para cezaları uygulanmaktadır. Gürültü seviyesinin aşırı olduğu durumlarda, ilgili ekipmanlara el konulması veya faaliyetin durdurulması da söz konusu olabilir.

Gürültüye Neden Olma Suçunun Etkileri ve Önlenmesi

Gürültü kirliliği, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Uzun süreli yüksek gürültü maruziyeti, işitme kaybına, stres, uyku bozuklukları, kardiyovasküler hastalıklar ve hatta zihinsel sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, gürültüye neden olma suçu sadece bir düzen ihlali olarak değil, aynı zamanda toplum sağlığını koruma amacı taşıyan bir düzenleme olarak görülmelidir.

Gürültü Kirliliğiyle Mücadele Yöntemleri

  1. Yasal Düzenlemeler: Gürültüye neden olma suçunun önlenmesinde etkili olan en önemli araçlardan biri yasal düzenlemelerdir. Kanunların etkin bir şekilde uygulanması, toplumun bilinçlendirilmesi ve düzenlemelere uymayanların cezalandırılması, gürültü kirliliğiyle mücadelede önemlidir.

  2. Teknolojik Çözümler: Gürültü kontrolünde kullanılan teknolojik araçlar, gürültü seviyesinin azaltılmasında etkin rol oynar. Gürültü bariyerleri, ses yalıtım sistemleri ve sessiz ekipman kullanımı gibi yöntemler, gürültü kaynaklarını kontrol altına alabilir.

  3. Toplumsal Bilinçlendirme: Gürültü kirliliğiyle mücadelede toplumun bilinçlendirilmesi ve bireylerin bu konuda sorumluluk alması büyük önem taşır. Toplumsal farkındalık kampanyaları, eğitim programları ve medya aracılığıyla gürültünün olumsuz etkileri hakkında bilgilendirme yapılmalıdır.

Sonuç

TCK Madde 183, toplumun huzur ve sükunetini korumak amacıyla gürültüye neden olma suçunu düzenlemektedir. Bu düzenleme, bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve toplumsal sağlığı korumak için önemli bir adımdır. Uluslararası hukukta da benzer düzenlemelerin varlığı, gürültü kirliliğinin evrensel bir sorun olduğunun göstergesidir. Gürültüyle etkin mücadele, yasal düzenlemeler, teknolojik çözümler ve toplumsal bilinçlendirme ile mümkün olacaktır. Bu nedenle, bireylerin bu konuda duyarlı davranması ve yasalarla belirlenmiş sınırları aşmaması, hem bireysel hem de toplumsal sağlığın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

 

 

留言


KOCA

Avukatlık Bürosu

©2021, KOCA Avukatlık Bürosu

bottom of page