top of page

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası

Yazarın fotoğrafı: Koca Avukatlık BürosuKoca Avukatlık Bürosu

Evlilik, tarafların birbirlerine karşı olan hak ve yükümlülüklerini kapsayan bir birliktir. Ancak bu birlik, belirli durumlarda sona erdirilmesi gerekebilir. Akıl hastalığı nedeniyle boşanma da bu durumlardan biridir. Türk Medeni Kanunu’na göre, eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken akıl hastalığına yakalanması ve bu hastalığın evliliğin sürdürülmesini imkânsız hale getirmesi durumunda, diğer eş boşanma davası açabilir. Bu makalede, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davasının şartları, süreçleri, Yargıtay içtihatları ve uluslararası hukuktaki düzenlemeleri ele alınacaktır.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Sebebi

Türk Medeni Kanunu'nun 165. maddesi, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davasını düzenlemiştir. Buna göre, eşlerden biri evlilik birliği sırasında akıl hastalığına yakalanmışsa ve bu durum, diğer eş için evliliğin çekilmez hale gelmesine yol açıyorsa, bu eşin boşanma davası açma hakkı doğar. Ancak bu davanın açılabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.

Boşanma Davasının Şartları

  1. Sürekli ve Tedavi Edilemeyen Akıl Hastalığı: Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, hastalığın sürekli ve tedavi edilemez nitelikte olması gerekmektedir. Geçici akıl rahatsızlıkları veya tedavi edilebilecek durumlar bu kapsamda değerlendirilemez.

  2. Resmi Sağlık Kurulu Raporu: Akıl hastalığının sürekli ve tedavi edilemez olduğunu belirten bir resmi sağlık kurulu raporu alınmalıdır. Bu rapor, hastalığın türü, şiddeti ve tedavi imkanlarının olmadığını gösteren bir belgedir. Mahkeme, bu raporu değerlendirerek boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceğine karar verir.

  3. Evliliğin Çekilmez Hale Gelmesi: Akıl hastalığı nedeniyle açılacak boşanma davasında, hastalığın diğer eş için evliliği sürdürmeyi çekilmez hale getirmiş olması şarttır. Bu durumda mahkeme, akıl hastalığının evliliğe etkisini değerlendirecektir.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası Süreci

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası sürecinde, hastalığın etkileri ve evliliğin durumu dikkate alınır. Davacı eş, eşinin akıl hastalığı nedeniyle evliliğin çekilmez hale geldiğini ispatlamakla yükümlüdür. Bu süreçte resmi sağlık kurulu raporu en önemli delil olarak kabul edilmektedir.

1. Dava Açma Süreci

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açmak isteyen eş, aile mahkemesine başvurarak bu talebini dilekçe ile belirtmelidir. Bu dilekçede, eşin akıl hastalığına yakalandığı ve bu durumun evliliği çekilmez hale getirdiği açıkça belirtilmelidir. Dilekçede ayrıca, hastalığın sürekli ve tedavi edilemez olduğunu gösteren resmi sağlık kurulu raporuna da yer verilmelidir.

2. Sağlık Kurulu Raporu

Boşanma davası sürecinde, mahkeme akıl hastalığının durumu hakkında detaylı bilgi alabilmek için resmi bir sağlık kurulu raporu talep eder. Bu rapor, hastalığın türünü, şiddetini ve tedavi imkanlarının olmadığını ortaya koyar. Rapor, uzman doktorlardan oluşan bir heyet tarafından hazırlanır ve mahkemeye sunulur.

3. Mahkeme Kararı

Mahkeme, sunulan sağlık kurulu raporunu ve diğer delilleri değerlendirerek boşanma talebinin haklı olup olmadığına karar verir. Eğer mahkeme, akıl hastalığının evliliği çekilmez hale getirdiğine ve tedavi edilemez nitelikte olduğuna kanaat getirirse, boşanma kararı verebilir. Bu süreçte mahkeme, tarafların ekonomik durumunu, nafaka taleplerini ve varsa çocukların velayet durumunu da göz önünde bulundurur.

Yargıtay İçtihatları ve Emsal Kararlar

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında, Yargıtay'ın verdiği kararlar bu tür davaların nasıl değerlendirileceği konusunda önemli emsaller oluşturur. Yargıtay, bu tür davalarda akıl hastalığının sürekli olup olmadığını, tedavi imkânlarını ve hastalığın evlilik üzerindeki etkilerini dikkate alarak kararlar vermektedir.

Yargıtay Kararlarında Dikkat Edilen Hususlar

  • Sürekli Hastalık Durumu: Yargıtay, akıl hastalığı nedeniyle açılan boşanma davalarında, hastalığın sürekli ve tedavi edilemez nitelikte olmasını aramaktadır. Geçici veya tedavi edilebilir hastalık durumlarında boşanma talebi reddedilebilir.

  • Evliliğin Çekilmez Hale Gelmesi: Yargıtay, hastalığın evliliği çekilmez hale getirip getirmediğini değerlendirirken, hastalığın diğer eş üzerindeki etkilerini dikkate alır. Eşin hastalık nedeniyle evlilikte ciddi zorluklarla karşı karşıya kalması, boşanma kararı verilmesinde etkili olabilir.

  • Sağlık Kurulu Raporunun Önemi: Yargıtay, resmi sağlık kurulu raporunu boşanma davasının en önemli delili olarak kabul etmektedir. Bu raporun, hastalığın tedavi edilemez olduğunu göstermesi gerekmektedir.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma ve Uluslararası Hukuk

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma, uluslararası hukukta da farklı düzenlemelere tabidir. Her ülkenin boşanma hukukunda akıl hastalığına ilişkin farklı kriterler ve şartlar bulunmaktadır. Bu bölümde, akıl hastalığı nedeniyle boşanmanın uluslararası boyutuna ve bazı ülke uygulamalarına değineceğiz.

Avrupa Ülkelerinde Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma

Avrupa ülkelerinde, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davaları genellikle benzer şekilde düzenlenmiştir. Çoğu Avrupa ülkesinde, akıl hastalığı sürekli ve tedavi edilemez nitelikte ise, boşanma sebebi olarak kabul edilir. Ancak ülkeden ülkeye bazı farklılıklar bulunmaktadır:

  • Almanya: Almanya’da akıl hastalığı, boşanma için geçerli bir neden olarak kabul edilir. Hastalığın sürekli ve tedavi edilemez olması şartıyla, diğer eşin boşanma talep etme hakkı bulunmaktadır.

  • Fransa: Fransa’da da akıl hastalığı, evliliği çekilmez hale getiren bir durum olarak değerlendirilmektedir. Boşanma davası açılabilmesi için hastalığın tedavi edilemez olduğuna dair bir tıbbi rapor sunulması gerekmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri'nde Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma

ABD’de akıl hastalığı nedeniyle boşanma davaları eyaletlere göre farklılık göstermektedir. Bazı eyaletlerde, akıl hastalığı, boşanma için geçerli bir neden olarak kabul edilirken, diğer eyaletlerde bu durum daha farklı değerlendirilebilmektedir:

  • Kaliforniya: Kaliforniya’da akıl hastalığı, evliliğin devamını imkansız hale getirdiği durumlarda boşanma sebebi olarak kabul edilir. Hastalığın sürekli ve tedavi edilemez olması gerekmektedir.

  • New York: New York’ta akıl hastalığı nedeniyle boşanma talebinde bulunulabilmesi için hastalığın en az beş yıl süreyle devam etmiş olması şartı aranmaktadır.

İngiltere ve Kanada'da Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma

İngiltere ve Kanada gibi ülkelerde de akıl hastalığı boşanma davalarında dikkate alınan bir durumdur. Her iki ülkede de boşanma hukukunda, akıl hastalığının evlilik üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulmaktadır.

İngiltere

İngiltere'de, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için hastalığın evliliği sürdürülemez hale getirmesi ve diğer eşin bu durumdan ciddi şekilde olumsuz etkilenmesi gerekmektedir. Akıl hastalığı, evlilik birliğinin bozulmasına yol açan ciddi bir sorun olarak kabul edilse de, bu durumun kanıtlanması önemlidir. Mahkeme, hastalığın türünü ve evlilik üzerindeki etkilerini değerlendirmek için tıbbi raporları dikkate alır.

Kanada

Kanada'da, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davaları eyaletlerin aile hukukuna göre düzenlenir. Genellikle, eşlerden birinin akıl hastalığının diğer eş için evliliği sürdürülemez hale getirdiği durumlarda boşanma hakkı tanınmaktadır. Akıl hastalığı nedeniyle boşanma taleplerinde, hastalığın türü, şiddeti ve evlilik üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde incelenir. Mahkeme, hastalığın evlilik birliğini bozup bozmadığını belirlemek için uzman raporlarına başvurur.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davalarında Çocukların Velayeti

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında, çocukların velayeti de önemli bir konudur. Boşanma sürecinde mahkeme, çocukların menfaatini en üst düzeyde korumayı amaçlar ve velayet konusunda akıl hastalığının etkilerini değerlendirir.

  • Velayet Hakkı Olan Eş: Akıl hastası olan eşin, çocuğun bakımını üstlenmesi mümkün olmayabilir. Bu durumda velayet, hastalığı olmayan ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olan diğer eşe verilir.

  • Denetimli Görüşme: Eğer akıl hastası olan ebeveyn, çocuğuyla görüşmek isterse, mahkeme bu görüşmeleri denetimli hale getirebilir. Çocuğun güvenliği ve psikolojik durumu göz önünde bulundurularak, bu tür görüşmeler bir sosyal hizmet uzmanı veya psikolog eşliğinde gerçekleştirilebilir.

Nafaka ve Mal Rejimi Düzenlemeleri

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında, nafaka ve mal paylaşımı da önemli bir rol oynar. Boşanma sürecinde, akıl hastalığı bulunan eşin ekonomik durumu ve ihtiyaçları göz önüne alınarak nafaka miktarı belirlenebilir.

  • Eşin Ekonomik Durumu: Akıl hastalığı nedeniyle çalışamayan ve ekonomik durumu kötü olan eşe, diğer eş tarafından nafaka ödenmesi gerekebilir. Mahkeme, nafaka miktarını belirlerken eşlerin gelir durumunu, ihtiyaçlarını ve hastalığın etkilerini dikkate alır.

  • Mal Rejimi: Boşanma davasında mal rejimi de önemli bir konudur. Evlilik sırasında edinilen malların paylaşımı, tarafların evlilik süresince yaptığı katkılar göz önünde bulundurularak yapılır. Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında, mal paylaşımı sırasında hastalığın eşin gelirine olan etkisi de değerlendirilebilir.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davalarında Emsal Kararlar

Yargıtay'ın akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında verdiği bazı emsal kararlar, bu tür davaların nasıl ele alındığını anlamamıza yardımcı olur. Aşağıda, Yargıtay tarafından verilen ve akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında dikkate alınan önemli emsal kararlar yer almaktadır:

Emsal Karar 1: Sürekli ve Tedavi Edilemez Hastalık

Bir Yargıtay kararında, eşin akıl hastalığı nedeniyle boşanma talebinde bulunan davacı eşin talebi, hastalığın sürekli ve tedavi edilemez olduğuna dair resmi sağlık kurulu raporuyla desteklenmiştir. Yargıtay, hastalığın diğer eş için evliliği çekilmez hale getirdiğini ve tedavi edilemez olduğunu belirterek boşanma kararı vermiştir. Bu kararda, resmi sağlık kurulu raporunun önemine vurgu yapılmıştır.

Emsal Karar 2: Evliliğin Çekilmez Hale Gelmesi

Bir diğer Yargıtay kararında, eşin akıl hastalığı nedeniyle evliliğin çekilmez hale geldiği ve bu durumun davacı eşin ruh sağlığını olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Mahkeme, akıl hastalığının diğer eşin yaşamını ve evlilik ilişkisini ciddi şekilde zorlaştırdığını belirleyerek boşanma kararı vermiştir. Bu karar, akıl hastalığının evliliğe etkilerinin detaylı bir şekilde değerlendirilmesinin önemini vurgulamaktadır.

Emsal Karar 3: Nafaka Talebi

Yargıtay, bir boşanma davasında akıl hastası olan eşin ekonomik durumunun yetersiz olduğunu ve nafaka talebinde bulunduğunu değerlendirmiştir. Mahkeme, diğer eşin gelir durumu ve hastalığın akıl hastası eş üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak nafaka ödenmesine karar vermiştir. Bu emsal karar, nafaka taleplerinde hastalığın etkilerinin dikkate alınması gerektiğini göstermektedir.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davalarında Uluslararası Karşılaştırmalar

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma, her ülkenin kendi medeni kanunları ve boşanma hukukuna göre farklı şekillerde düzenlenmiştir. Bu bölümde, bazı ülkelerde akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarının nasıl ele alındığına dair karşılaştırmalı bir değerlendirme yapacağız.

Almanya ve Türkiye Karşılaştırması

  • Almanya: Almanya’da akıl hastalığı nedeniyle boşanma talebinde bulunmak için hastalığın sürekli ve tedavi edilemez nitelikte olması gerekmektedir. Mahkeme, hastalığın evlilik üzerindeki etkilerini ve diğer eşin durumunu detaylı bir şekilde inceler.

  • Türkiye: Türkiye’de de benzer şekilde, hastalığın sürekli ve tedavi edilemez olması ve evliliği çekilmez hale getirmesi durumunda boşanma talebi kabul edilir. Ancak Türkiye'de bu durumun resmi sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi zorunludur.

Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada Karşılaştırması

  • ABD: Amerika Birleşik Devletleri’nde akıl hastalığı nedeniyle boşanma davaları eyaletlerin hukuk sistemlerine göre değişiklik gösterir. Kaliforniya gibi bazı eyaletlerde hastalığın sürekli olması ve evliliği sürdürmeyi imkansız hale getirmesi yeterlidir. New York gibi eyaletlerde ise hastalığın belli bir süre devam etmesi şartı aranır.

  • Kanada: Kanada'da da eyaletler arasında boşanma hukukunda farklılıklar bulunmaktadır. Ancak genel olarak akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında, hastalığın sürekli olması ve evliliğin çekilmez hale gelmesi şartı aranmaktadır.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davasında Haklar ve Yükümlülükler

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açıldığında, her iki tarafın da belirli hakları ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu haklar, mahkeme süreci ve sonrasında ortaya çıkan durumları kapsamaktadır.

1. Tarafların Hakları

  • Davacı Eşin Hakları: Davacı eş, boşanma davasını açma hakkına sahip olup, akıl hastalığı nedeniyle yaşadığı olumsuzlukları mahkemeye sunma hakkına sahiptir. Ayrıca, mahkeme kararı ile boşanma gerçekleştiğinde, nafaka talebinde bulunma hakkı bulunmaktadır.

  • Davalı Eşin Hakları: Davalı eş, boşanma davasına karşı savunma yapma ve delil sunma hakkına sahiptir. Ayrıca, mahkeme sürecinde akıl hastalığına dair sunduğu raporların geçerliliğini sorgulayabilir ve itiraz edebilir.

2. Nafaka Talebi

Boşanma davasında, akıl hastalığı nedeniyle boşanan taraf, nafaka talep etme hakkına sahiptir. Mahkeme, tarafların ekonomik durumlarını, evliliğin süresini ve nafaka talebinin gerekliliğini göz önünde bulundurarak bir karar verir. Bu durum, davanın sonucuna göre farklılık gösterebilir. Davacı eşin ekonomik durumu, davalı eşin sağlık durumu ve tedavi masrafları gibi faktörler, nafaka miktarını etkileyebilir.

3. Velayet Durumu

Boşanma davası sürecinde çocukların velayeti de önemli bir konudur. Akıl hastalığı nedeniyle boşanma durumunda, velayet, çocuğun menfaatleri göz önünde bulundurularak belirlenir. Eğer akıl hastalığına sahip olan eş, çocukların bakımını üstlenemeyecek durumda ise, velayet genellikle diğer eşe verilir. Ancak, mahkeme, çocuğun psikolojik durumu ve her iki ebeveynin de çocuk üzerindeki etkilerini dikkate alarak bir karar verir.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Dava Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Boşanma davası sürecinde, akıl hastalığına dayanan iddiaların mahkemede kabul edilebilmesi için belirli noktaların dikkate alınması gerekmektedir.

1. Kanıtların Toplanması

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davasında en önemli husus, hastalığın varlığını ispat edecek kanıtların toplanmasıdır. Bu kanıtlar, resmi sağlık kurulu raporları, tanık ifadeleri ve belgelerden oluşabilir. Mahkemeye sunulacak belgelerin eksiksiz ve doğru olması, davanın sonucunu etkileyebilir.

2. Avukat Desteği

Bu tür davalarda uzman bir avukattan destek almak önemlidir. Avukat, müvekkilinin haklarını savunmak ve mahkeme sürecini yönlendirmek için gerekli bilgi ve deneyime sahip olacaktır. Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası karmaşık bir süreç olduğundan, profesyonel yardım almak müvekkil açısından faydalı olacaktır.

3. Mahkeme Süreci

Boşanma davası, genellikle birkaç duruşma ile ilerler. Mahkeme, delilleri değerlendirerek, sağlık kurulu raporunu inceler ve tarafların beyanlarını dinler. Duruşmalarda her iki tarafın da kendilerini ifade etme hakları bulunmaktadır. Mahkeme sürecinin sonunda, akıl hastalığına dayanarak boşanma davası sonuçlanabilir.

Boşanma Sonrası Akıl Hastalığı Olan Eşin Hakları

Boşanma sonrasında, akıl hastalığına sahip olan eşin de bazı hakları bulunmaktadır. Bu haklar, sağlık hizmetlerinden yararlanma, nafaka alma ve tedavi süreçlerini kapsar.

1. Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma

Boşanma sonrası akıl hastalığı olan eş, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. Devletin sunduğu sosyal hizmetlerden faydalanabilir ve gerekli tedavi süreçlerini takip edebilir.

2. Nafaka Hakkı

Eğer akıl hastalığı nedeniyle boşanma gerçekleştikten sonra, eski eşin nafaka yükümlülüğü varsa, bu nafaka ödenmelidir. Mahkeme kararı ile belirlenen nafaka, akıl hastalığı olan eşin yaşam standardını korumasına yardımcı olabilir.

Uluslararası Hukukta Akıl Hastalığı ve Boşanma

Uluslararası hukukta, akıl hastalığı nedeniyle boşanma konusu, her ülkenin kendi yasalarına göre düzenlenmektedir. Ancak bazı temel prensipler, genel olarak kabul görmektedir.

1. Akıl Hastalığının Tanımı

Uluslararası hukukta akıl hastalığı, genellikle bireyin düşünce ve davranışlarını etkileyen psikolojik durumlar olarak tanımlanır. Akıl hastalığı, bireyin toplumsal yaşamını sürdürmesini zorlaştırabilir ve bu durum boşanma için gerekçe oluşturabilir.

2. Boşanma İçin Gerekli Şartlar

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında, her ülkenin farklı şartları bulunmaktadır. Ancak genel olarak, hastalığın tedavi edilemez ve sürekli olması, boşanma için geçerli bir sebep olarak kabul edilmektedir. Bu durum, birçok ülkenin boşanma yasalarında da yer bulmaktadır.

3. Evlilik Birliği ve Akıl Hastalığı

Uluslararası düzeyde, akıl hastalığına sahip olan bireylerin evlilik birliğini sürdürmeleri zorlaşabilir. Bu durum, bireyin psikolojik ve sosyal durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Akıl hastalığı, evliliğin sürdürülebilirliğini etkileyebilecek önemli bir faktördür.

Sonuç

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma, karmaşık bir hukuk alanıdır ve birçok hukuki boyutu bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu, akıl hastalığına dayanan boşanma davalarını belirli şartlarla düzenlemiştir. Davanın açılabilmesi için hastalığın sürekli ve tedavi edilemez olması gerekmektedir. Mahkeme süreci, sağlık kurulu raporları ve tarafların beyanları üzerine şekillenmektedir.

Yargıtay içtihatları, bu alanda önemli bir kılavuz niteliğindedir ve her dava için örnek teşkil edebilir. Uluslararası hukukta ise akıl hastalığı nedeniyle boşanma, çeşitli düzenlemelere tabidir ve ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir.

Sonuç olarak, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açmayı düşünen bireylerin, uzman avukatlardan destek almaları ve süreç hakkında detaylı bilgi edinmeleri önemlidir. Bu, hem haklarının korunması hem de sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi açısından kritik bir adım olacaktır.

Comentários


KOCA

Avukatlık Bürosu

©2021, KOCA Avukatlık Bürosu

bottom of page